Topraksız tarım günümüzde epey meşhur. Şehirleşme, su kaynaklarının azalması ve toprak kirliliği göz önüne alındığında; tarımsal üretimin geleceğinde büyük bir rol oynayacağı neredeyse kesin.
Daha önce Topraksız Tarım Nedir? başlığı altında; genel kapsamını, farklı türlerini, avantajlarını ve dezavantajlarını konuşmuştuk.
Bugünse, bir topraksız tarım türü olan hidroponik sistemleri, yani su kültüründe ürün yetiştiriciliğini detaylarıyla inceleyeceğiz.
Arkanıza yaslanın ve hidroponik sistemler ile ilgili öğrenmeniz gereken her şeyi okumaya hazır olun. 😎
1. Hidroponik Nedir?
Bir terimi anlamak için ilk önce kendisinden başlamak gerekir.
Kelimenin kökeni Yunancadır; Hidro(hyrdro) su anlamına gelir, Ponik(ponos) ise emek manasındadır.
Türkçe olarak birleştirmek istersek, "çalışan su " ya da "emek veren su" olarak kullanabiliriz.
Peki, "yeter bu kadar etimoloji, nedir bu hidroponik?" dediğinizi duyar gibiyiz. Hemen açıklayalım.
En basit tanımıyla hidroponik, toprak yerine su ortamında bitki yetiştirme yöntemidir. Bu yöntemde bitkiler ihtiyacı olan besinleri topraktan değil; içerisinde gübre olan sıvılardan alır.
Hidroponik Sistem Nasıl Çalışır?
Hidroponik yöntemin beslendiği ana fikir şudur:
Bitkiler ihtiyacı olan besin maddelerini aldığı sürece sorunsuz bir şekilde büyüyecektir.
Bu açıdan baktığımızda; hidroponik sistemler doğada bugüne kadar gördüğümüz yöntemlere alternatif bir üretim modeli geliştirmiş olur.
Bu üretim modeli, doğanın içinde olmak zorunda değildir. Kontrollü, kapalı alanlarda kurulabilir.
Hidroponik yetiştirme modelinde toprak yerine, su ve yetiştirme ortamı kullanılır.
Yetiştirme ortamı olarak; perlit, kum, taş yünü ya da kokopit gibi maddeler kullanılabilir. Ana görevleri; sudaki besin maddelerini ve oksijeni bitki köklerine iletmek ve bitkinin pozisyonunu korumaktır.
Besin maddeleri suya eklenerek besleyici solüsyon elde edilir. Bu solüsyon, haznenin içerisine yerleştirilen bir su pompası yardımıyla bitki köklerine iletilir.
Oksijeni iletmek içinse hava pompası kullanılır. Pompalar genellikle bir zamanlayıcıya bağlı olarak çalışır. Böylelikle; bitkinin besin maddelerini gerektiği kadar ve gerektiği zamanda alması sağlanır.
Birbirinden farklı hidroponik sistemler olsa da sistemin genel çalışma prensibi bu şekildedir.
Hidroponik, genellikle seralar gibi kapalı ortamlarda kullanılır. Bu da iklim, sıcaklık, ışık ve havalandırma gibi etkenlerin kontrol altında tutulması manasına gelir.
2. Hidroponik Sistemlerin Artıları ve Eksileri
Günümüzde üretimin büyük bir çoğunluğu hala toprak üzerinde yapılmaktadır. Hal böyleyken; topraksız bir tarım yöntemi olan hidroponik sistemi neden kullanmak isteyebiliriz?
Sistemin tüm detaylarına girmeden önce artılarını ve eksilerini inceleyelim.
Neden Hidroponik Sistemi Kullanmalıyım?
👍 Daha Yüksek Büyüme Oranı
Hidroponik olarak yetiştirilen bitkiler, toprakta yetiştirilen bitkilere oranla %30'a kadar daha fazla büyür. Bu daha kısa sürede daha fazla büyüme demektir. Bu da hasat sürelerinin kısalması manasına gelir.
Bunun temelde iki sebebi vardır;
- Hidroponik sistemde bitkiler, besin maddeleri ile direkt olarak buluşur. Topraktaki gibi kökler aracılığıyla besin maddesi aramayacaktır. Bu durumda hidroponik sistemde bitki, besin maddesi aramak, yani köklerini büyütmek için harcadığı enerjiyi de harcamaz. Böylelikle; bütün enerjisini meyve ve çiçek gelişiminde kullanacaktır. (Aşağıdaki grafikte topraklı ve topraksız tarımda büyümenin karşılaştırmasını görebilirsiniz.) 👇
- Diğer sebep ise hidroponik sistemin kontrollü ortamından gelir. Bu ortamda; sıcaklık ya da ışık gibi diğer değişkenler kontrol edilebilir. Bitkinin ihtiyacı olan optimum girdilerin sağlanabileceği bu kontrollü ortamda, hızlı büyüme de beraberinde gelecektir.
👍 Daha Az Su Kullanımı
Türkiye'deki su kullanımının %73'ü tarıma gidiyor. Yani aslında sahip olduğumuz suyun çok büyük bir bölümünü tarımda kullanıyoruz.
Nüfus büyüme oranları da dikkate alındığında, gelecekte tarımsal üretimin artması şart. TÜİK verilerine göre 2080 yılında Türkiye'nin nüfusu 108 milyona ulaşacak.
Bu kadar kalabalık bir nüfusu doyurmak pek de kolay gözükmüyor. İş böyle olunca su tüketimi de ciddi boyutlara ulaşacaktır. Bu da günün sonunda su sıkıntısı çekmemize neden olabilir.
Hidroponik ise tam burada devreye giriyor. Sistemin, su üzerinden üretime dayalı olması sizleri şaşırtmasın. Hidroponik sistemler, topraklı üretimin ihtiyaç duyduğu suyun sadece %10'u ile aynı ölçekte bitkiyi üretebiliyor.
Bunun başlıca sebebi, suyun geri dönüştürülerek tekrar tekrar kullanılabiliyor olması. Geri dönüşüm demek, verimlilik demek.
👍 Toprağa İhtiyaç Yok
Topraksız tarım yöntemi olan Hidroponik sistemler de haliyle toprağa ihtiyaç duyulmaz. Peki bu aslında nasıl avantajları beraberinde getirir? İki madde de özetleyelim;
- Toprağa duyulan ihtiyacın ortadan kalkması demek, toprağın ya da iklimin bitki yetiştirme koşullarına uygun olmadığı bölgelerde de üretim yapılabilmesi anlamına gelir. Bu durum beraberinde birçok avantajı getirecektir. Örneğin; NASA'da astronotlar hidroponik yöntemler ile uzayda bitki yetiştirmektedir.
- Öte yandan; toprağın olmaması demek toprağın sebep olabileceği hastalık, zararlı ya da yabancı otların da çok daha düşük oranda üretimi etkilemesi demektir. Böylelikle, verimlilik çok daha üst seviyelerde olacaktır.
👍 Besin Maddelerinin Verimli Kullanımı
Yukarıdaki çalışma prensibinde de gördüğünüz üzere; bitkinin ihtiyacı olan tüm besin maddeleri suya eklenerek bir solüsyon oluşturulur. Bu noktada kontrol yüzde yüz yetiştiricidedir.
Topraklı üretimin aksine; bitkinin ihtiyacından fazlası toprak içerisinde kaybolmaz. Haznede birikecektir. Bu durumda eldeki gübreler daha verimli kullanılmış olur.
Hidroponik Üretimin Dezavantajları Neler?
👎 Daha Fazla Sermaye Gerekliliği
Hidroponik sistemler, doğanın bir bakıma ücretsiz olarak sunduğu birçok şeyin kontrollü bir ortamda ve birtakım makineler ile tekrar yaratılmasıyla kurulmaktadır. Bu da üretimin başlaması için daha yüksek bir sermaye gerekliliğini ortaya çıkarır.
Zamanlayıcı, rezervuar, pompalar, ışıklar, hava filtreleri, yetiştirme ortamları derken liste uzadıkça uzar. Bunların hepsi de birer maliyet kalemidir. Yatırım yapmadan önce dikkatli düşünülmeli ve hesap kitap yapılmalıdır.
👎 Teknik Bilgi ve Deneyim
Üretimin ölçeğine ve yöntemine göre değişmekle birlikte, farklı birçok alanda teknik bilgi ve tecrübeye ihtiyaç duyacaksınız. Bu bilgileri edinmek sizler için bir zaman maliyeti getirecektir. Bilgileri edinmek için dışarıdan birileriyle çalışmak ise ayrı bir maliyettir.
Ne mutlu bize ki bu konuda hortiturkey olarak sizlerin yanındayız. 🤗 İhtiyacınız olan bilgi birikimin sizlere sunmak için elimizden geleni yapıyoruz. 👊🏽
👎 Elektrik Kesintileri ve Sistemsel Arızalar
Hidroponik sistemde bitkilerin yaşamlarını devam ettirmeleri tamamen sizin sistemi işler vaziyette tutmanıza bağlıdır. Örneğin; bitkiler gereken besin maddelerine birkaç saat ulaşamazlarsa bu onlar için ölümcül olabilir.
Elektrik kesintileri ya da sistem arızaları bu gibi durumlara yol açabilir. Bu kazaların oluşmaması için önceden önlem almalı ve riskler hesaplanmalıdır. Bu da aynı zamanda ekstra maliyet olarak düşünülebilir.
👎 Doğallık Tartışmaları
Hidroponik sistemler, doğanın üretim modelinin dışında bir üretim modeli önermektedir. Bu da toplumun belirli bir kesimi tarafından şüpheci bir yaklaşımı ortaya çıkartmaktadır.
Örneğin; birçok üretici ve tüketici bu sistemde yetişen bitkilerin doğal olmadığını düşünmektedir. Bu da ticari anlamda, pazarda bazı dezavantajlar oluşturabilir.
Biz, hortiturkey olarak bu tartışmanın bir tarafı olmaktan ziyade her iki görüşün de bu platformda aktarılmasına çabaladığımızı bildirmek isteriz. 👈
3. Hidroponik Üretim Çeşitleri
Şu ana kadar hidroponik sistemlerin çalışma prensiblerine, avantajlarına ve dezavantajlarına değindik.
Şimdi sırada; sizin koşullarınıza uygun ve talebinizi karşılayabilecek hidroponik sitemini seçmek var.
Farklı varyasyonları olsa da temelde altı farklı hidroponik sistem olduğunu biliyoruz. Bu sistemlerden bazılarına aktif bazılarına da pasif sistemlerdir. Bu tanımlamaların manası ise, besin maddelerinin aktif ya da pasif bir şekilde bitkiye iletilmesi.
Aktif sistemlerde genellikle bir pompa aracılığıyla iletilen maddeler; pasif sistemlerde tamamen bitki kökleri ve yetiştirme ortamının sorumluluğundadır.
Bir diğer kategorizasyon ise besinlerin tekrar kullanılıp kullanılmamasına göre geri dönüşümlü ya da geri dönüşümsüz sistemler olarak tanımlanabilir.
Son olarak; solüsyonun akan bir su aracılığıyla ya da durgun su üzerinden verilmesine göre durgun su ya da akan su kültürü gibi ayrımlar da görebilirsiniz.
Kafaları biraz karıştırdık galiba... 🙄
Detaylarda boğulmadan bu farklı sistemleri açıklayalım. Böylelikle kategoriler de daha net anlaşılacaktır.
1. Fitil Sistemi
Hidroponik sistemler arasında en basit olanı fitil sistemidir. Pasif bir sistemdir. Bitkinin ihtiyacı olan besin maddelerini yetiştirme ortamına taşıyan fitiller, herhangi bir pompa ihtiyacı olmadan bu görevi yerine getirebilirler. Nasıl mı? İşte burada bilim devreye giriyor. 👩🔬
Herkesin başına gelmiştir. Bazen bir bankta oturduktan sonra kıyafetimiz nemli olarak kalkarız. Bu aslında süngerin suyu emmesi ile aynı olaydır.
Eğer bilimsel olarak açıklamamız gerekirse; bir maddenin bir başka maddeyi kendine doğru çekmesi olayına Kılcallık ya da Kapiler Olayı denir. Moleküler çekim kuvveti düşük olan madde, yüksek olanın çekimine maruz kalacaktır.
İşte bu bu prensibi kullanan fitil sistemi de herhangi bir destek kuvvete ihtiyaç duymadan, su içerisindeki besin maddelerinin bitkiye iletilmesini sağlar.
Fitil sistemi maliyet ve enerji tüketimi olarak da en avantajlı sistemlerden biridir. Özellikle başlangıç seviyesindeki üreticiler için biçilmiş kaftan olduğunu söyleyebiliriz.
2. Derin Su Kültürü (Deep Water Culture)
Derin su kütürü, hidroponik sistemler arasında popüler sistemlerden biridir. Kurulumu fitil sistemi kadar olmasa da basit olarak tanımlanabilir.
Derin su kültürü, aktif bir sistemdir. Yani, suya konulan besin maddelerinin bitkiye iletilmesi için hava pompaları kullanılır.
Bu sistemde büyük bitkiler hariç, bir yetiştirme ortamı kullanmak zorunluluk değildir. Strafor levha üzerine koyulmuş bitkilerin kökleri direkt olarak suya batırılır. Strafor levha, hem bitkinin kendisinin kuru kalmasını sağlar hem de su üzerinde batmadan durmasına yardımcı olur.
3. Besin Filmi Tekniği (Nutrient Film Technique)
İngilizce'de kısaca NFT olarak anılan sistem, aktif sistemler arasındadır. Şimdiye kadar konuştuğumuz iki sistemden farklı olarak hem besin dolu suyu tutan hazneye hem de bitkilerin üzerinde büyüdüğü tepsiye ihtiyaç vardır.
Haznede biriken besin maddeleri pompa aracılığıyla tepsiye iletilir. Aynı zamanda tepside biriken besin maddeleri de, tepsinin eğimli olarak yerleştirilmesi sebebiyle hazneye geri döndürülür. Bu açıdan baktığımızda sistem aynı zamanda besin maddelerinin yeniden kullanılması sebebiyle geri dönüşümlüdür.
NFT sistemlerde, herhangi bir yetiştirme ortamına ihtiyaç duyulmaz. Tıpkı derin su kültüründe olduğu gibi bitki kökleri doğrudan suya temas eder vaziyettedirler. Ayrıca sistem sürekli olarak çalışması sebebiyle bir zamanlayıcıya ihtiyaç olmayacaktır.
4. Su Basma ve Tahliye Etme Sistemi (Flood and Drain)
Bu sistemin çalışma prensibinde iki farklı uygulama ile bir döngü yaratmak yatar. Bitkinin ihtiyacı olan besin maddelerini içeren sıvı, pompalar yardımıyla bitki köklerine taşınır. Ardından, kalan su ve besin maddeleri hazneye geri akıtılarak tahliye edilir. İşte sistem de ismini bu döngüden alır.
Bir zamanlayıcı yardımıyla bitkilere düzenli olarak iletilen besin maddeleri; zamanlayıcı durduğunda yeniden hazneye dönmek üzere tahliye edilir.
Sistemin düzgün çalışması için yeterli oksijenin varlığından emin olmak gerekir. Öte yandan; taşma borusu suyun tepsiye aktarıldığı borudan mutlaka daha geniş olmalıdır.
5. Damlama Sistemler
Günümüzde bir çok serada kullanılan damla sulama sistemleri kullanarak oluşturulan, aktif bir hidroponik sistemdir. Yine bir zamanlayıcı yardımıyla besin maddeleri bitkilere iletilir. Yetiştirme ortamında süzülen besin maddeleri ve su ise bir tahliye borusu vasıtasıyla yeniden hazneye döndürülür.
6. Aeroponik (Aeroponics)
Aero, yine yunanca kökenli, İngilizce'ye de "Air" olarak geçmiş, hava anlamına gelen bir sözcüktür.
Bu yetiştirme modelinde su yerine, su buharı kullanılır. Adını da buradan alır.
Hidroponik sistemler arasındaki en karmaşık ve teknolojiye ihtiyaç duyan sistem aeroponiktir. Sistem, haznede bulunan besin solüsyonunun bir makine aracılığıyla buharlaştırılarak bitki köklerine iletilmesi üzerine kuruludur.
İlgili Ürünler
Herhangi bir yetiştirme ortamına ihtiyaç yoktur zira; bitki köklerinin direkt olarak buhar ile temas etmesi gerekmektedir. Sistem, sık periyodlarla bitkilere besin maddesi içeren buharları pompalar. Bu yönden bakıldığında aktif bir sistemdir.
4. Hidroponik Yetiştirme Ortamları
Eğer denklemden toprağı çıkarırsanız, bitkinin sabit kalması için ve zaman zaman da gereken besin, nem ve oksijeni iletmek için yetiştirme ortamlarına ihtiyacınız olabilir.
İyi Bir Yetiştirme Ortamı Nasıl Olur?
Hidroponik sisteminiz için bir yetiştirme ortamı seçerken, dikkate almanız gereken özellikler şunlardır:
- İyi havalandırma ve drenaj sağlaması. Nemi ve oksijeni tutması.
- Çalışmak ve taşımak için yeterince hafif olması.
- Yeniden kullanılabilir olması.
- pH olarak nötr olması.
- Pahalı olmaması.
- Organik ve çevre dostu olması.
Piyasada yaygın olarak kullanılan birçok yetiştirme ortamı mevcut. En popüler olanları inceleyelim.
Hindistan Cevizi Kabuğu (Kokopit)
Piyasada kokopit (cocopeat) olarak da bilinen malzeme, hindistan cevizi kabuklarının bir araya gelmesiyle oluşturulan organik bir malzemedir.
👍 Avantajları
- Suyu ve havayı tutmakta iyidir.
- Organik olarak üretilir.
- Yeniden kullanıma uygundur ve çevre dostudur.
👎 Dezavantajları
- Drenajı iyi değildir, çoğu zaman başka materyallerle birleştirilerek kullanılır.
- Uzun kullanımdan sonra sıkıştırılması zorlaşır.
Perlit
Camsı ve volkanik bir kaya türü olan perlit, tarımda uzun süredir kullanılmaktadır. Normalde toprağın havalandırılması için üreticiler tarafından tercih edlen bir materyaldir. Hidroponikte ise toprak olmadan tek başına kullanılmaktadır.
👍 Avantajları
- Çok hafiftir.
- Oksijeni çok iyi tutar.
- Yeniden kullanıma uygundur.
👎 Dezavantajları
- Bazı sistemler için çok hafiftir ve kullanılmaz.
- Çok parçacıklı bir yapısı olduğu için toz yapabilir.
Taş Yünü
Taş yünü, volkanik kayaçlardan tedarik edilen minerallerin çok yüksek sıcaklıklarda eritilip elyaf haline getirilmesiyle üretilir.
Hem hobi amaçlı hem de ticari amaçlı üretim modellerinde sıklıkla kullanılır. Özellikle devridaim olarak tasarlanmış sistemlerde tercih edilmektedir.
👍 Avantajları
- Suyu tutma oranı yüksektir.
- Oksijeni çok iyi tutar.
- Farklı çeşitlerde boyutları bulanabilir.
👎 Dezavantajları
- Hiç çevre dostu değildir. Neredeyse doğaya karışması imkansızdır.
- Çok parçacıklı bir yapısı olduğu için toz yapabilir.
- pH bakımından nötr değildir.
Genleşmiş Kil
Küçük paketler halinde genleşene kadar ısıtılan bu kil topları işlemin sonucunda mermer şekilli yuvarlak materyallere dönüşürler.
👍 Avantajları
- Yeniden kullanıma uygundur.
- Oksijeni çok iyi tutar.
👎 Dezavantajları
- Su tutma oranı düşüktür.
- Ağır bir malzemedir.
Büyütme Taşları (Growstones)
Geri dönüştürülmüş camdan oluşan gözenekli kaya parçacıklarıdır.
👍 Avantajları
- Nem tutma oranı yüksektir.
- Hafif bir malzemedir.
👎 Dezavantajları
- Temizliği zordur.
- Bazı durumlarda bitkiye yapışarak zarar verebilir.
Vermikülit
Perlit gibi, vermikülit de aşırı ısı altında genleşmiş bir mineral türüdür. Drenaj kabiliyeti düşük olduğu için genellikle perlit ile birlikte kullanılır.
👍 Avantajları
- Oksijeni ve suyu çok iyi tutar.
👎 Dezavantajları
- Pahalı bir materyaldir.
- Bazı durumlarda aşırı su tutar.
5. Hidroponik Üretimde Gübreleme
Her ne kadar ihtiyaç duyduğu mikro ve makro besin maddelerini elde etme yöntemleri farklı da olsa, bitkilerin bu besinlere olan ihtiyacı değişmez. Peki, bir bitkinin gerçekten ihtiyacı olan besinler nelerdir?
Bitkinin Büyümek İçin Neye İhtiyacı Var?
Hayatta kalmak ve büyümek için bitkilerin şunlara ihtiyacı vardır:
- Oksijen
- Karbon dioksit
- Işık
- Su
- Besinler
Bitkiler solunum için oksijen ve karbondioksite ihtiyaç duyar.
Işık, fotosentez işleminde gıda üretmek için kullanılan enerjiyi sağlar. Bu ışık güneşten gelen doğal ışıklar ya da çeşitli yapay ışık kaynaklarından temin edilebilir.
Su bitkilere nem verir.
Suya karıştırılan besin maddeleri ise bitkinin potansiyeline tam olarak ulaşacak şekilde büyümesine yardımcı olur. Bu besin maddeleri makro ve mikro olarak ikiye ayrılır.
Makro ve Mikro Besin Maddeleri
Adından da anlaşılabileceği gibi makro besinler, bitkinin daha fazla ihtiyaç duyduğu maddelerdir. Mikro olanlarıysa destekleyici besin maddeleri olarak düşünebilirsiniz ancak; bu olmasa da olur manasına gelmemektedir. Her bitkinin ihtiyaç duyduğu makro ve mikro besinleri alması büyümesi için büyük önem teşkil eder.
Makro besin maddelerini; nitrojen, fosfor, azot, kalsiyum, magnezyum ve sülfür olarak sıralayabiliriz. Bunlardan en önemlileri NPK olarak da bilinen; nitrojen, fosfor ve azottur.
İlgili İçerik: NPK Gübre Nedir?
Mikro besin maddelerini ise; çinko, manganez, demir ve bor olarak sıralayabiliriz. Bitkinin bu besinlere küçük oranda ihtiyaç duyması sebebiyle mikro besinler olarak adlandırılırlar ancak yine de önemlilerdir.
Bunlar elbette mikrobesinlerin tam bir listesi değildir. Makrobesinlere yeterli dikkati ayırdıktan sonra, mikro besinler konsunda da bitkiye aşırı yoksunluk ya da doygunluk yaşatmadığınız sürece işler sizi için iyi gidiyor diyebiliriz.
Bununla birlikte, bitkilerin ihtiyaç duyduğu tüm gerekli besinleri tanımak yeterli değildir. Besinler, farklı pH seviyelerinde çözünür. Dolasıyla, besinleri sadece sağlamak yetmez; onlar için doğru ortamın da yaratılması gerekir.
Ph Seviyesi Besin Maddelerini Nasıl Etkiler?
Aşağıdaki grafik hayati bitki besinlerini ve bitkilerin besin maddelerini barınabileceği pH düzeylerini göstermektedir.
Gördüğünüz gibi, tüm besinler aynı pH seviyesinde mevcut değildir. Normalde, makrobesinler (N, P, K) çizgilerin ortasında çözünür. Mikrobesinler ise çoğunlukla pH orta seviyesinde ve sol alt ucundadır.
Dikkatli bakarsanız güvenli bir bölge(yeşil ile boyanmış) olduğunu fark edeceksiniz. Bu pH çizelgesinin biraz soludur, yani 5.5 ila 6.5 pH seviyesi arasındadır. Bu nedenle, bitkilerin gerekli besin maddelerini emmesi için iyi bir kural, çözeltinizi yukarıdaki seviyede tutmaktır.
Hidroponik Üretimde Gübreleme Yaparken Nelere Dikkat Etmeli?
Eğer hidroponik sistemde üretim yapmaya yeni başladıysanız geçerliliği önceden kanıtlanmış ve hidroponik sistemler için üretilen gübrelerle başlamanızı tavsiye ederiz.
Zamandan tasarruf etmek istiyorsanız, gübre aldığınız bayilere sisteminiz hakkında bilgi verin ve onların önerilerini uygulayın.
Biraz tecrübe edindikten sonra kendi gübre karışımlarınızı yapmayı deneyebilirsiniz.
Kendi karışımlarınızı hazırlarken şunlara dikkat etmenizde fayda var:
- Hidroponik için özel olarak üretilmiş gübreleri kullanmayı tercih edin, toprak için üretilen gübrelerden daha iyi sonuçlar alırsınız.
- Bitkinin farklı evreleri için farklı karışımlar uygulamayı deneyin. Her bitkinin, her evrede farklı besin elementlerine ihtiyacı olur. Eğer bitkinizi iyi tanıyorsanız bu ihtiyaçlara yönelik karışımlar hazırlayın.
- Hazırladığınız karışımın pH değerlerini ölçmeyi unutmayın. Güvenli bölge 5.5 ile 6.5 pH değerleri arasındadır. Karşımınızı bu seviyelere getirin.
- Karışımın sıcaklığını kontrol edin. Çok sıcak karışımlar bitkinin ölümüne yol açabilir. Çok soğuk karışımlar ise bitkide şok etkisi yaratacaktır. Suyunuzun sıcaklığını 20 - 22°C arasında tutun.
- Hazne suyunuzu ve besin maddesi çözeltinizi düzenli olarak değiştirmeyi ihmal etmeyin.
6. Bitki Yetiştirme Işıkları
Eğer iç mekanda üretim yapacaksanız ya da bulunduğunuz bölgede güneşlenme süresi yetiştireceğiniz bitki için yetersizse ekstra ışık kaynağına ihtiyacınız olabilir.
Konu ışık kaynağı olduğunda elbette güneş ışığından daha iyisi yoktur. Ama yeni teknolojiler sayesinde bitkilerin hiç güneş ışığı görmeden büyümesi de artık mümkün hale gelmiştir.
Bitkiler Neden Işığa İhtiyaç Duyar?
Tıpkı insanlar gibi bitkilerin de hayatta kalmak için yiyeceklere ihtiyacı vardır ancak; insanlar gibi dolaşarak bu yiyecekleri arayamazlar. Bunun yerine, fotosentez adı verilen bir işlemle yiyecek (şeker) yapmak için güneş ışığını kullanırlar. Güneş ışığının enerjisini, klorofil adı verilen yapraklarının yeşil bir pigmentinde depolarlar.
Fotosentez bir reaksiyondur ve aşağıdaki gibi gelişir:
Karbondioksit + su + (ışık enerjisi) -> glikoz + oksijen
Ortamdaki CO2 güneş ışığı altında bitki köklerinden gelen su ile reaksiyona girer. Şeker (gıda), glikoz fotosentez sürecinde oluşturulur. Daha sonra solunum için kullanılır veya nişastaya dönüştürülerek saklanır.
Yetiştirme Işıklarının Çeşitleri
Birçok farklı çeşidi ya da boyutu olmasına rağmen yetiştirme ışıkları üç ana kategoriye ayrılır. Bunlar; Floresan, HID ve LED'lerdir.
Yetiştirme ışıklarından hangisinin hangi koşullarda tercih edileceği konusu başlı başına bir makale olarak ele alınmalıdır. Yakın bir zamanda bu makaleyi de yazarak sizlerle paylaşacağız. ✌️
O yüzden şimdilik kısa bir özetle yetinelim.
Ülkemizde seracılığın yapıldığı bölgeler ve yetiştirilen bitkiler göz önüne alındığında güneşlenme sürelerinin yeterli olduğunu ve bu nedenle çok yakın zamanlara kadar destekliyi ışıkların kullanımının hiç de yaygın olmadığını belirtelim.
Özellikle Avrupa'da yaygın olan destekliyici ışık kullanımı, ülkemizde yeni nesil LED teknolojilerin gelişmesiyle birlikte üzerine düşünülen bir konu haline geldi.
Yetiştirme ışıklarının arasında en az maliyetli ancak; en az ışık doygunluğuna sahip olanlar floresan lambalar. Çoğu zaman bahçecilikle ilgilenen ya da hobi olarak tarımla ilgilenenler tarafından tercih edilir. Ticari seralarda kullanıldığı pek görülmez.
Işık yoğunluğunun en üst seviyede olduğu ışıklar ise HID'lerdir. Soğuk ve sıcak yelpazede ışık yayabilen çeşitleri mevcuttur. Maliyetli sistemlerdir ve en büyük dezavantajları çok fazla artık ısı oluşturmalarıdır.
LED'ler ise bu ailenin en yeni üyeleri. Modern teknolojiyi kullanan LED'ler giriş maliyetleri çok yüksek olsa da yürütme (enerji, bakım vs.) maliyetleri çok düşüktür. Böylelikle uzun vadede çok daha az maliyetli ve daha verimli bir yatırım olacaktır.
7. Hidroponik Sistemde Hangi Bitkiler Yetişir?
Teorik olarak bakarsak, hidroponik sistemde her türlü bitki yetiştirilebilir.
Bir bitkinin büyümesi için oksijen, karbon dioksit, ışık, su ve besinlere ihtiyaç duyduğunu konuşmuştuk. Bunların hepsi sağlandığı müddetçe herhangi bir bitkinin büyümemesi için bir neden yoktur.
Hidroponik sistemde bunlardan herhangi birinin sağlanmadığı bir durum da söz konusu değildir ancak; her bitkinin yetiştirilebilecek olması yetiştirmenin mantıklı olduğu manasına gelmez.
İşte bu noktada, sorulması gereken soru hangi bitkilerin yetişeceğinden ziyade hangi bitkileri yetiştirmenin ticari olarak daha mantıklı olacağıdır.
Hidroponik Sistemlerde En Kolay Yetişen Bitkiler
Yeni başlayanlar için hiç riske girmeden, çok kolay bir şekilde yetiştirebilecekleri bitkilerle başlamak çok daha mantıklı olacaktır. Ne zaman bir topraksız tarım serası görsem karşıma hep yeşil yeşil marullar çıkar ancak; merak etmeyin sadece marul yetişmiyor. 😂
Sebzelerden en kolayları, ıspanak, domates, lahana ve maruldur.
Otlardan; fesleğen, kekik ve nane de kolaydır.
Meyvelerdense yine tahmin edebileceğiniz gibi çilek 🍓 ve acı biberleri sayabiliriz.
Hidroponikte Yetişmesi Zor Bitkiler
Söylediğimiz gibi zor olması yetişmeyeceği anlamına gelmez ancak; bazı bitkiler özel bakım ve daha fazla alan gerektirdiğinden hem zaman hem de para anlamında daha maliyetlidir. Hidroponik konusunda yeterli deneyimi kazandığınızı düşünüyorsanız bu bitkileri de yetiştirmeyi deneyebilirsiniz.
Derin Köklü Bitkiler
Bazı bitkiler köklerinin yeteri kadar büyümesi için daha derin alanlara ihtiyaç duyar. Bu bitkileri desteklemek için daha büyük ve derin yetiştirme ortamlarına ihtiyaç duyulur. Örneğin; patates, havuç ve turplar böyle bitkilerdir
Büyük Bitkiler
Eğer geniş alanlara sahip değilseniz karpuz, kavungiller ve mısır gibi bitkilerden uzak durmanız şiddetle tavsiye edilir. Öte yandan; bu bitkiler ağır olduğu için onarı desteklemek de daha zor olacaktır.
Sırada Ne Var?
Eğer buraya kadar geldiyseniz kendinizi tebrik etmelisiniz. 👏
Çünkü kendinize çok değerli bir yatırım yaptınız ve hidroponik sistemler hakkında öğrenmeniz gereken çoğu şeyi öğrendiniz.
İster bir ticari sera kurun isterseniz de evinizin bahçesinde üretim yapın, hidroponik sistemler hakkında bu bilgiler sizin için iyi bir başlangıç olacaktır.
İlerleyen dönemlerde burada hidroponik üretime başlamak için ihtiyacınız olan ürünleri de sizlerle paylaşacağız. O zamana kadar eğer beğendiyseniz bu makaleyi arkadaşlarınızla paylaşmayı unutmayın. Hem onların da hidroponik sistemleri öğrenmesini sağlayın hem de bizim büyümemize yardımcı olun. ✌️
Bilgi paylaşınca değerlidir. Mahsülünüz bol olsun! 🤗