Tarım ve Orman Bakanlığı
T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı
Ziraai Mücadele Teknik ve İdari Müdürlüğü

Buğday Kök ve Kökboğazı Çürüklüğü Hastalıkları

Hastalık Mücadelesi
25 Aralık Cumartesi
Buğday Kök ve Kökboğazı Çürüklüğü Hastalıkları Mücadelesi & İlaçları
0

Tanımı, Yaşayışı ve Belirtileri

Buğdayda kök ve kökboğazı çürüklüğüne neden olan etmenlerin başında Fusarium culmorum (WG Smith) Sacc., F. pseudograminearum Aoki&O’Donnell, Gaumannomyces
graminis (Sacc.) Arx&D.L. Olivier (=Ophiobolus graminis (Sacc.)), Bipolaris sorokiniana (Sacc.) (=Helminthosporum sativum P.K.&B.), Rhizoctonia cerealis E.P. Hoeven ve Pseudocercosporella herpotrichoides (Fron) Deighton (1973), (=Oculimacula yallundae), gelmektedir. Diğer Fusarium türlerinden bazıları da hastalık şiddetini artırır.

Bu fungusların kesin tanıları ancak laboratuvar çalışmalarıyla yapılabilir. Toprakta bitki artıkları üzerinde iki yıldan fazla canlı kalabilirler. Bitki artıklarının toprak yüzeyinde bekletilmesi durumunda canlılıklarını sürdürürler. Bu funguslar toprak kökenli olup tohumla da taşınabilmektedir. F. pseudograminearum’un fialitleri üzerinde boğumun hemen yanında bir bölme oluşur. Makrokonidileri belirgin ayak hücreli ve genellikle 5–6 bölmeli olup hafifçe kıvrık ve düz şekillidir. Besi yerinde klamidospor oluşturmakta, PDA ve SNA gibi ortamlarda bordo bir renk almaktadır.

F. culmorum ise kültürde bol miktarda kısa ve kalın görünümlü makrokonidiyum oluşturur.

Makrokonidiyumları genellikle 4–5 bölmeli olup, belirgin bir ayak hücresi yoktur. Kültürde klamidospor oluşturmakta ve meydana getirdiği pigmentler nedeni ile pembe renkli koloniler oluşmaktadır.

Fusarium türleri kurak geçen uzun ilkbahar periyodundan sonraki yağışlarda şiddetli hastalık oluşturur. Oksijenin yetersiz olduğu ağır topraklarda ve zayıf topraklarda
hastalık daha fazla ortaya çıkar.

G. graminis’in, uygun şartlar altında buğday bitkisinin kökboğazında peritheciumları gelişir ve bunun içinde ascosporları oluşur. Olgun peritheciumlar uzun, dar, renksiz, bölmeli, 70–90μm x 2,5–2,5 μm ebatlarındaki ascosporları salarlar. Perithecium ve ascosporlar teşhis yönünden çok önemli özelliklere sahiptirler fakat genellikle yapay besi ortamında nadiren oluşurlar. Bunun yerine 1–1,5 x 4–7 μm çapında renksiz mikrosporlar (phialospor) gelişir.

B. sorokiniana’nın konidioforları koyu kahverengi, kısa ve çoğunlukla tek veya küçük guruplar halinde düz veya kıvrık 110-150 x 6–10 μm boyutlarında, konidi-osporları ise 3–10 bölmeli ve 60-120 x 5–20 μm boyutlarındadır. Hastalık etmeni bir yıldan diğerine tohumlarla ve tarlada kalan hastalıklı bitki artıklarıyla geçmektedir. R. cerealis’in hifleri dik açı oluşturacak şekilde yan dallar oluşturur. Yan dallar üzerinde boğumun hemen yanında bir bölme oluşur. Miseller bölmeli gençken şeffaf sonra sarımtırak olup yaşlandıkça koyu kahve bir hal alır. Sonbaharda yağışların ve sulamanın iyi olması durumunda bitkiler R. cerealis’in oluşturduğu hastalığa daha dirençli olurlar. Toprak işlemesinin az yapıldığı veya hiç yapılmadığı tarlalarda ise hastalık daha şiddetli gelişmektedir. Hastalık etmeni toprakta uzun süre canlı kalabilmekte ve hifleri ile bitkileri enfekte etmektedir.

P. herpotrichoides’in vejetatif miselleri genellikle sarı ile kahverengi uzun hücrelere sahip olup, stroma miselleri ise çok hücreli kalın duvarlı ve poligonaldir. Bitkide
yaralar içinde fungusun miselleri bulunur. Sporları çoğunlukla 5-7 bölmeli olup, PDA besiyerinde az sayıda da olsa gelişebilen, ince uzun yapıda, genellikle 40-60 x 1,5-3,5 μm boyutlarındadır. Fungus enfekteli bitki artıklarında yaşamını sürdürür. İlkbahar yağışlarında fungusun hifleri genç yaprak kınlarına ulaşır ve yaprakları enfekte eder.

Fusarium’ların oluşturduğu hastalık belirtileri çiçeklenme döneminde oluşan beyaz başaklarla dikkati çeker (Şekil 13b-d). Bu etmenler taban ve stres faktörlerinin olduğu arazilerde daha etkili olmaktadır. Şiddetli enfeksiyona uğramış bitkilerin alt yaprak kınlarında, kökde, sap ve boğumda bal rengi bir görünüm olur (Şekil 13a-c). Bazı dönemlerde bitki gelişme döneminin ortasında bitkiler ve kardeşlerinde veya fide döneminde sararma ve ölüm meydana gelir.

F. pseudograminearum ve F. culmorum bitkinin tacında ve yaprak kınının altında pembe bir renklenme oluşturur. Enfekteli kökler plastik bir torbaya konulursa çok kısa bir sürede bu pembe renklenme çok bariz bir hal alır. Bu hastalık için uygun şartlar oluştuğunda üründe %50 veya daha fazla kayıplara neden olabilir.

Fusarium culmorum’un kökboğazı ve tarladaki, Fusarium pseudograminearum’un kök ve kökboğazı ve başaktaki belirtileri
Şekil 13. Fusarium culmorum’un kökboğazı(a) ve tarladaki(b), Fusarium pseudograminearum’unkök ve kökboğazı (c) ve başaktaki(d) belirtileri

G. graminis hububatın kök ve kökboğazı hastalıkları içinde en önemlilerinden birisidir. İnokulum kaynağı genellikle bir yıl önceden, hastalıklı hububat kalıntıları ve yabani buğdaygil bitkileri, özellikle ayrık (Elymus repens)’ın kök kalıntıları üzerinde gelişen misellerdir. Etmen fungus hifleri ile ilerleyebilir ve kök yüzeylerini takip ederek yayılır. Etmenin toprak içerisinde yayılması toprak mikroflorasının antagonistik etkisi nedeniyle etkin olamamaktadır. Etmen hiflerinin, bitki kök dokularını penetrasyonu ile enfeksiyon gerçekleşir. Enfeksiyondan kısa bir süre sonra bitkilerin kökboğazı dokuları siyahlaşarak çürümektedir (Şekil 14). Bu bir kuru çürüklüktür.

Buğday kökboğazında Gaumannomyces graminis’in belirtisi
Şekil 14. Buğday kökboğazında Gaumannomyces graminis’in belirtisi

Enfeksiyona uğramış bitkide su ve besin maddelerinin alınması aksamakta ve bitki ya ölmekte veya prematüre boş başak oluşturmaktadır. Hastalıklı bitkiler daha sonraları genellikle saprofit fungusların siyah renkli kolonileri ile kaplanmaktadır (Cladosporium spp., Alternaria spp. vb.).

B. sorokiniana, bitkilerde tüm gelişme dönemlerinde ve tüm organlarda hastalık meydana getirmektedir. Bu nedenlerle tane ölümleri, fide yanıklığı, kök ve kökboğazı çürüklüğü; yapraklarda noktalar halinde nekrotik lekeler; başakta kavuz ve tane yanıklığı, embriyo kararmasına ait belirtiler meydana getirmektedir. Fungusun kök ve kökboğazında meydana getirdiği lekeler koyu veya soluk kahverengi görünümdedir (Şekil 15).

İlgili Ürünler

Şekil 15. Buğday kökboğazında Bipolaris sorokiniana’nın belirtisi

R. cerealis’in oluşturduğu hastalığın tipik belirtileri erken devrede başlar. Bitkilerde gelişme geri kalır. Enfekteli bitkiler donuk, mor veya koyu yeşil bir renk alır. Bitkilerin kök sistemleri daha kısa olur ve kökleri kahverengi bir görünüm alır. Bitkilerin saplarında kenarları belirgin oval lekeler oluşur (Şekil 16). Hastalık buğdayın çeşitli gelişme dönemlerinde etkili olur. Bu nedenle bitkilerde fide yanıklığı, kök ve kökboğazı yanıklığı ile sap çürüklüğü de meydana getirir.

Buğday kökboğazında Rhizoctonia cerealis’in belirtisi
Şekil 16. Buğday kökboğazında Rhizoctonia cerealis’in belirtisi

P. herpotrichoides, genç yaprak kınlarında, daha sonra da bitki sapında hastalığın tipik belirtisi olan donuk oval lekeler meydana getirir. Lekelerin kenarları kahverengi olup kök boğazı ve alt yaprak kınında toprak seviyesinde görülür. Lekelerin ortasında ve sapta siyah stromaya ait püstüller göze çarpar (Şekil 17). Hastalık erken devrede fide ölümlerine neden olur. İleri devrelerde enfeksiyona uğrayan dokular çürüdüğünden bitkiler bu çürük kısımlardan kıvrılmakta ve çeşitli yönlere doğru gelişigüzel yatmaktadır. Hasat döneminde cılız ve buruşuk tanelerden oluşan boş başaklar göze çarpmaktadır.

Buğday kökboğazında Pseudocercosporella herpotrichoides’in belirtisi
Şekil 17.Buğday kökboğazında Pseudocercosporella herpotrichoides’in belirtisi

Buğday kök ve kökboğazı çürüklükleri yıllara göre değişik şiddetlerde görülmektedir. Bölgelere göre etmenlerin dağılımı değişmekte; F. pseudograminearum ve P. herpotrichoides Marmara ve Ege Bölgesinde, F. culmorum ve R. cerealis’e ise her bölgede yaygın olarak rastlanmaktadır. Hastalık etmenleri buğdaygil bitkilerinin çoğunda hastalık oluşturabilir. Bunların başında buğday, arpa, tritikale, yulaf ve çavdar gelmektedir.

Buğday Kök ve Kökboğazı Çürüklüğü Hastalıklarının Mücadelesi

Kültürel Mücadele

  • Etmenler hem tohum hem de toprak kökenli funguslar oldukları için kültürel önlemlere mutlaka uyulmalıdır.
  • Dayanıklı ve geçci çeşitlerin ekimi tercih edilmelidir. Çünkü erkenci çeşitler bu hastalıklara daha duyarlıdır.
  • Toprak işlemesi iyi yapılmalı, ekim derinliği ve toprak tavı uygun olmalıdır.
  • Dengeli bir gübreleme ile bitkide hastalıklara dayanıklılığın teşvik edilmesi sağlanmalıdır.
  • Sık ekim ve aşırı sulamadan kaçınılmalıdır.
  • Mikro elementlerin eksikliği giderilmelidir.
  • Fusarium spp.’nin yoğun olduğu tarlalarda bu etmenlerin konukçusu olmayan bitkilerin yanında yulafta ekilebilir. Yulaf bu etmenlerin saldırısına hassastır ancak bu funguslar yulaf içinde çok yavaş geliştiği için kısa sürede yok olmaktadır. Kök ve kökboğazı çürüklüğü etmenleri için bu etmenlere konukçuluk etmeyen bitkilerle 2-3 yıllık rotasyon uygun olur.
  • Anızların gömülmesi hastalığın enfeksiyon seviyesini düşürür.

Kimyasal Mücadele

Tohumluk ekiminden önce uygun ilaçlardan biriyle ilaçlanmalıdır. Kullanılacak ilaçlar ve dozları Ek 4’te (aşağıdan indirebilirsin) verilmiştir.

Aktif madde adı ve oranı Formülasyon tipi Doz Son ilaçlama ile hasat arası süre (gün) Etki mekanizması*
Güvenli olarak tavsiye edilen bitki koruma ürünleri
Carboxin+Thiram FS 300 ml/100 kg tohum - 7; M3
205,9+205,9 g/l        
Prochloraz 450 gr/1 EC 100 ml/da 35 3
Prochloraz+Tebuconazole 267+133 g/l EW 150 ml/da 42 3; 3
Kontrollü olarak tavsiye edilen bitki koruma ürünleri
Prothioconazole+Tebuconazo- le 150+20 g/l FS 50 ml/100 kg tohum - 3; 3
Prochloraz+ Epoxiconazole 150+42g/l DC 200 ml/da 56 3; 3
Spiroxamine+Prothioconazole 300+160 g/l EC 100 ml/da 35 5; 3
Geçici olarak tavsiye edilen tarım bitki koruma ürünleri
Fluqiconazole 167 g/l FS 450 ml/100 kg tohum - 3
Prochloraz+Propiconazole 400+90 g/l EC 125-150 ml/da 35-42 3; 3
Prochloraz+Triticonazole 60+20 g/l FS 200 ml/100 kg tohum - 3; 3
Thiophanate-methyl+Tetraco- nazole 233+70 SE 175 ml/da 42 1; 3
Triticonazole+Pyraclostrobin 80+40 g/l FS 50 ml/100 kg tohum - 3; 11
Ek4 Buğdayda Kök ve Kökboğaz Çürüklüğü Hastalıkları için önerilen tarım ilaçları ve dozları.

Kaynaklar

Bu makale, T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI’ndan alınmıştır. İçerikte hiçbir değişiklik yapılmamıştır.

Orijinal Makale

Dr. M. Selçuk BAŞARAN, Dr. Numan E. BABAROĞLU, Dr. Eda AKSOY, Dr. Mehmet DUMAN, Doç. Dr. Adnan TÜLEK, Ekrem KAYA, Abdullah YILMAZ, A. Faik YILDIRIM, Dr. Münevver KODAN, Dr. Arzu AYDAR (2017). Buğday Entegre Mücadele Teknik Talimatı. Ankara: T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI