Geçen yıl, sosyal mesafe kısıtlamaları ve ülkelerin sınırlarını kapanması, yetiştiriciler için hasat ve tedarik zincirinde sorunlar yarattı.
Hepimiz bu yılın daha iyi olmasını beklerken, 2021 devam eden Covıd-19 kısıtlamaları ile başladı. Aynı zamanda, tahmin edilemeyen küresel hava koşulları, gıda üretimi ve dağıtımı üzerinde hasara da yol açtı.
Avrupa'ya bakıldığında, İtalya ve İspanya'daki mevsiminin başlamasıyla birlikte ciddi soğuyan havalar, sera ve tarlalardaki sebzelerin azalmasına sebep olmuş ve buna bağlı olarak bu ürünlerin fiyatları artmıştır. Sonrasında yaşanılan Filomena fırtınası ile, Portekiz ve İspanya’nın bazı bölgeleri şiddetli soğuk ve yağışlara maruz kalırken, Madrid, son 50 yılın en şiddetli kar yağışını gördü. Yaşanılan bu olumsuz hava koşulları ürün azalmasına neden olurken, domates fiyatları %60 artış gösterdi.
Avrupa’da yaşanılan sert hava koşulları, güneybatı Avrupa’da meyve sebze arzının azalmasının yanında, kuzeye doğru olan ulaşımda da aksamalara neden oldu. Darcy fırtınası ile, Hollanda, İngiltere’nin bir bölümü ve Kuzey Almanya’da son on yıl içinde gördükleri en yüksek soğuk ve karla karşı karşıya kaldı. Bu arada Güneydoğu Avrupa ve Türkiye'de de normalden daha yüksek sıcaklıklar ve kuraklıklar yaşandı.
Bütün bunlar gıda tedariki için ne anlama geliyor? Küresel ısınma ve iklim belirsizliği, geleneksel tarımı giderek öngörülemez hale getirmektedir. Kontrollü tarım olarak adlandırılan, sera yetiştiriciliğinden dikey tarıma kadar olan yetiştiricilik modelleri, iklim değişikliğinden kaynaklı olan bu öngörülemezliğin çözümü olarak karşımıza çıkıyor.
Kontrollü tarım ile, yılın herhangi bir zamanında yüksek verimli, yüksek kaliteli, besleyici ve lezzetli yiyecekler üretebilir.
Küresel ısınmanın etkileriyle mücadele etmek için, tarım endüstrisinin karbon ayak izini azaltan, daha az enerji ve su kullanan ve mahsulleri iklim değişikliğine ve tedarik zinciri kesintilerine karşı koruyan bir hareketin başlaması gerekiyor. Kontrollü tarım ortamları ve enerji verimli teknolojiler bunların cevabı olabilir.
Kontrollü Tarımda Led Aydınlatmalar ve Akıllı Kontroller Pozitif Değişime Neden Olur!
Led aydınlatmalar ve akıllı aydınlatma teknolojisindeki gelişmeler, sera yetiştiricilerinin mahsul verimini en üst düzeye çıkarmasına, mahsul kalitesini optimize etmesine ve üretimi yıl boyunca standart hale getirmesine ve tüm bunları sürdürülebilir bir şekilde yapmasına olanak tanır.
Amerika'nın önde gelen kapalı tarım şirketlerinden biri olan Plenty'nin Kurucu Ortağı ve CEO'su Matt Barnard,Forbes ile yaptığı röportajda, dikey tarımla yapılan yetiştiricilikte, geleneksel tarımda kullanılan arazinin %1’i, ve suyun ise sadece %5’nin kullandığını belirtti. Plenty’e göre bu sistemler su ve arazi gereksimlerini azaltma yanında, ürün büyümesini senkronize eden led aydınlatmaların kullanılmasıyla da pestisit ihtiyaçlarının ortadan kaldırıyor.
İlgili Ürünler
LED'lerin maliyeti düştükçe ve verimlilikleri arttıkça, daha çok faydasını gördüklerini söyleyen Plenty’in diğer kurucu ortağı ve bilim sorumlusu Dr. Nate Storey; aynı enerji birimi ile verimlerinin 12 kat arttığını belirtti.
İsveç’te Ljusgårda AB, bir zamanlar fabrika olan alanda inşa ettiği modern çiftlikte, kullandığı akıllı Led ve aydınlatma sistemleriyle, roka yetiştirme sürelerini %19 azalttı.
İngiltere’nin en büyük ticari bitki üreticisi ve tedarikçisi olan Bridge Farm Group, seralarında Led ler ile, Hps aydınlatmalara göre 2 kat daha fazla alanı aydınlatırken, önemli ölçüde de enerji tasarrufu sağlamayı başardı. Şirketin direktörü olan Andrew Fuller, kullandıkları Led aydınlatmalar ile, mevsimsel değişikliklere rağmen, yılın 365 günü piyasaya en taze ve en lezzetli bitkileri sunduklarını belirtiyor. Fuller’e göre, ürünlerinizi aydınlatma ile yetiştirmek istiyorsanız, seranıza en verimli aydınlatma sistemini koymak istersiniz ki, günümüzde bu Led aydınlatmadır.
Kontrollü ortamlarda Led aydınlatma teknolojileri kullanarak yapılan yetiştiricilikle:
- Üretim döngüsü hızlanır,
- Pazara verimli ve kaliteli ürünler sunulur,
- Tüm yıl boyunca sürekli üretim ve verim sağlanır,
- Ürünlerin pazara giriş süreleri kontrol edilir,
- Raf ömrü uzun bitkiler yetiştirilir,
- Maliyetler kontrol edilerek gelirler arttırılır.
LED'ler ve aydınlatma kontrollerindeki gelişmeler, her bitkinin aldığı ışığın miktarı, kalitesi, süresi ve dağılımının daha azıyla daha kaliteli gıda üretmek için optimize edilebileceği anlamına gelir. 2050 yılına kadar doyurulması gereken nüfusun 9,7 milyar olduğu düşünülecek olursa, bu çok iyi bir haberdir. Buna ayak uydurmak için gıda üretiminin sadece 30 yıl içinde %70 oranında artması gerekiyor. Bu kadar çok iklim belirsizliği ile, belki de yiyeceklerimizi yaşadığımız ve çevreyi kontrol edebileceğimiz daha yakın yerlere getirmemiz gerekiyor.
Bitkilerin ihtiyaç duyduğu ışık spektrumları ve yıl boyunca geliştikleri öngörülebilir bir ortam sağlanarak, hava ve iklim durumu ne olursa olsun, dünyamızı beslemek için sürdürülebilir ve esnek bir yol sağlayabilir.